6 Şubat 2011 Pazar

Bavul -(2)


(kaldığı yerden devam)

- İddialı, güzel cümleler bunlar. E tabi, konuşabilen bir bavuldan “Canım hepsine tanıklık edemedim, sadece odadaki muhabbetlere kulak misafiri oldum.” gibisinden mütevazi bi’ cümle beklenmez. Ama şunu da inkar edemem. Konuşabilen bir bavul olsam, adım da Jimi olsa ben de sallardım. Nihayetinde konuşabiliyorum, bir yaşam felsefem var ve sahibimin bileklerindeki feodal prangalardan hiç haz etmiyorum.. Sanal bebek bile senden daha mert Jimi, üzülerek söylüyorum. En azından altına pisleyince haber veriyor, insanlar gibi kendisinin de altına pisleyebileceğinin ve bu ihtiyacının farkında, pisliyor ! Hem konuşabilen bir bavulun görevi sahibinin bilgisayarındaki “müziklerim” klasörü olmamalı. Kurgun niteliksiz. Edremit’ten alınan ve üstüne üstlük “indirimli” olduğu için alınan bir bavulun ilgi alanı sahibinin Mississippi hayali olmamalıdır, onu da geçtim sende “Jimi” tipi yok. Ne bileyim, sonuçta Edremit’ten “indirimli” olduğu için alınan, iktisadi bazda değerlendirildiğinde bütçeyi sarsmayacak basit bir bavulsun Jimi. Senin feodal prangalardan ziyade, “Susurluk dinlenme tesisleri”nden bahsetmen gerekiyor, onu da geçtim üzerinde şifre var Jimi. Şifreyi unuttuğum anlarda bana şifreyi söylesen görevini tamamlamış olursun. Ve sana bir öğüt, insanlar – senin anlayacağın dilde bavul sahipleri- bulundukları ve bavullarını getirdikleri mekanlar haricinde de konuşurlar, anlarsın dostum, sosyal varlıklar !..

- Adamım, şimdi yüzündeki tebessümü yavaşça masaya bırak ve beni dinle. Tamam, bavulum. Mutlu olduysan bunu defalarca kez tekrar edebilirim, evet bavulum tamam mı, ha? Mutlu oldun mu dostum? Seni gidi küçük adam, tatil dönüşü 3. gözümde unuttuğun fındıklar kadar küçüksün ve sana küçük bir hatırlatma, kabuklarını kıramadığın taktirde asla mutlu olamayacaksın !.. Ahbap, örneklemelerde sorun yaşıyorum ama bozuntuya verme. Yemiş literatürümün sadece incir ve üzümden, kitap dağarcığımın ise sadece birkaç kitaptan oluştuğunu biliyorsundur umarım. İncir ! Evet, incir olmayı denemelisin. Fındık gibi sert ve ulaşılmaz olmaktansa incir gibi fit olup ateşli piliçlerin peşinden koşturmayı kim istemez ki ? Düşünsene dostum. Hem fındıklara hiçbir dişi bakmaz adamım, ama herkes incirin peşinden koşar ve incirler piliçleri kapar dostum, sen de bunu yap!..



- Sanırım olayı çözmeye başlıyorum Jimi. Üzüm ve incir haricinde, hangi gözünde hangi eşyalarımı unuttum?

- Uuu ! Olay çözüyoruz, hem de heyecanlı. Tamam ortak, ama baştan anlaşalım Mr. Holmes ben olmalıyım. Çünkü ben cesur ve yetenekliyim. Sense Dr.Watson olmalısın, tutuk, ve geri planda.

- Jimi kes şunu !

- Tamam o zaman, Watson ben olayım?

- Jimi, arka balkonda eskimiş valizler duruyor ve yolunu gözlüyorlar. Hem seversin, çok sıcakkanlılar ?

- Tamam dostum, ben köpek olayım sen Holmes ol ?

- Jimi sus !.. Şimdi, çözmemiz gereken bir mesele var. İncir ve fındık haricinde, başka nelere sahipsin?

- Sana ait iki kitap, yine sana ait bir günlük, bir gazete ve yine sana ait bir poster.

- Haha! Kitaplardan birisi Sherlock Holmes olmalı?

- 12’den Holmes !.. Devam edelim, çok heyecanlı.

- Poster Jimi Hendrix’e ait?

- Foxey.. Aynen öyle!. Dostum, kıvranma da söyle hadi şu gizemli formülü !...

- Yani bavuluma Das Capital koysaydım eğer, Marx’ın veliahtı olacaktım öyle mi? Hey Jimi !..

- Dostum sen sormadan ben cevaplayayım, diğer bavullar konuşuyor mu konuşmuyor mu hiçbir fikrim yok, şu lanet olası “Lost Room” dizisinin etkisinden çıkmanı rica ediyorum artık, kaç gün oldu…

(Jimi’nin aksanından ve verdiği örneklerden anlamıştım ki, odaya yerleşmeden evvel içinde unuttuğum kitaplarımı kelimesi kelimesine öğrendiği yetmiyormuş gibi, aynı zamanda günlüğümü de içinde barındırdığı için bütün bunları yorumlayabilme yetisini kazanmıştı. Eşyalarımdan dolayı bir erkek gibi davranıyordu. Yani Jimi, içinde unutulan her nesneyi herşeyiyle çözümleyebiliyor ve bu nesneler sayesinde bir kimliğe bürünüyordu. Peki konuşabilme yeteneği? Orası tam bir muammaydı.)
- Jimi, fermuarını açmak zorundayım. Ama lütfen bunu tecavüz olarak algılama olur mu? Çünkü sahipler valizlerinin fermuarını açarlar ve ..

- Hey, o da ne?

- Bir kitap , Jimi. Koyacak bir yer bulamadım, eh bavul idealdir.

- 3. gözümde fındık var, 4. gözüm müsait yalnız açarken dikkat et fermuar meme yapmış, açılırken zorluk yaratıyor. Peki ya bu, hangi kitap?

( Deney yapacaktım. Sherlock Holmes’ten , okuduğu diğer kitaptan, günlüğümden ve sayemde izlemiş olduğu bütün filmlerden sonra bu kitabı da okuyunca düşüncelerinde ne gibi değişiklikler olacaktı?.. Ah Jimi, keşke bütün bunlar hiç yaşanmasaydı..)

- İlgini çekeceğine eminim Jimi.. Kitabın adı “ Kariyerim ve Geleceğim”..

(devamı haftaya)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder